Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, yapay zeka destekli “eş-robot”ların artan ilgisini ve bu teknolojinin toplumsal etkilerini değerlendirdi.

Modern çağın getirdiği bireyselleşme ve hızlanan yaşam temposu, insan ilişkilerinde dönüşüme yol açıyor. Kronik yalnızlık, bireylerin ruh sağlığını tehdit eden küresel bir sorun haline gelirken, teknoloji odaklı çözümler de bu boşluğu doldurmaya çalışıyor. Prof. Dr. Süleymanlı, bilimsel literatürde “dijiseksüelite” olarak tanımlanan ve yapay zeka ile etkileşime dayalı “robot-partner” kavramının bu bağlamda öne çıktığını belirtti.

Tek Kişilik Hayat Daha Cazip Hale Geliyor

Geleneksel aile yapısının değişmesi, evlilik oranlarının düşmesi ve bireylerin bağımsız yaşamı tercih etmesi, yalnız yaşayan insan sayısının hızla artmasına neden oluyor. Süleymanlı, bu değişimin “solo yaşam” modelini yaygınlaştırdığını vurgulayarak, yapay zeka destekli robotların insan ilişkilerindeki rolüne dikkat çekti.

Gerçekçi fiziksel özellikleri, sesli yanıt sistemleri ve duygusal etkileşim kabiliyetleri sayesinde, bu insansı robotlar bireylerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Öyle ki, bazı kullanıcılar bu robotlarla duygusal bağ kuruyor, hatta aşık olma noktasına kadar varabiliyor.

Robot-Eşler: Kolay ve Sorunsuz Bir Partner Mi?

Prof. Dr. Süleymanlı, yapılan araştırmaların, bireylerin insanlarla iletişimde yaşadığı sorunlara kıyasla robotlarla daha rahat ve tatmin edici etkileşim kurduğunu gösterdiğini aktardı. “Eş-robot”ların tartışmaya girmeyen, duygusal ve fiziksel ihtiyaçlara kesintisiz yanıt veren bir yapıya sahip olması, insanlarla olan ilişkilerden daha cazip görülmesine neden olabiliyor. “Sahiplerinin her isteğini yerine getirebilen, yorulmayan, hastalanmayan ve sorun çıkarmayan bu robotlar, insanlarla iletişimde zorlanan bireyler için çekici hale geliyor.” diye ekledi.

İnsanlığın Geleceği Tehlikede Mi?

Bu yeni trendin aile ve evlilik kavramlarına yönelik ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirten Süleymanlı, toplumun bu konuda bilinçlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları ve sosyologların iş birliğiyle, aileyi destekleyici politikaların hayata geçirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Teknolojinin insanlık için bir tehdit değil, fayda sağlayan bir araç olarak kullanılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Süleymanlı, “Aksi takdirde, insan ilişkilerinin yerini yapay zekanın alması kaçınılmaz hale gelebilir.” uyarısında bulundu.